Thursday, October 4, 2007

yuh artık bee... tövbe edin ulan önce!

geçen gün trt'de iftar saati sularında, bazı müzikal klipler gösterildi. suratına bir huşû ifadesi iliştirmeye çalışan ama bana kalırsa ancak mey'us görünmeyi başarabilen üçüncü dünyalılar, ingilizce olmasına rağmen, içinde bol bol arapça övgüler ile dolu allah, muhammed sözleri geçen, ağdalı bir propaganda içermesine rağmen, - hadi başka bir sıfat kullanmayalım, ayıp olmasın - naif bir lirisizm içinde, islami kurallara tam uyan (*) şarkılar söylemekte idiler. gûyâ laik ve seküler bir ülkenin, benim vergilerimi soymak sureti ile yayın yapan devlete ait televizyonunun, velev ki halkın yüzde 99unu fiilen ilgilendirdiği varsayılan ramazan döneminde olunsa bile, bu derece koyu müslümanlık içeren programları şu geride kalan yüzde 1'e kakalama hakkını nereden bulduğunu doğrusu merak etmedim - çünkü türkiye bariz bir şekilde bir islam ülkesi olarak paketlenmekte artık...


dikkat edin, "islam ülkesi oldu" demiyorum; "islam ülkesi olarak paketlenmekte" diyorum. (aradaki farkın üzerinde dururuz bilahare). her neyse, gûyâ islam aleminin tek ciddiye alınabilir demokrasisi olan türkiye'nin, devlet olarak da, insanlar olarak da demokrasiyi çoğunluk diktasından ayırd edebilecek zihnî ve entellektüel donanıma sahip olmadığı o kadar kesin ki, sayısal çoğunluğa güvenen şark (müslüman) işi tahakküm yerine, orantı ve dengeyi ahengin şartı gören, azınlığın ve farklılığın öncelikle korunmasını farz sayan çoğulculuk uygulamaları beklemek de, benim şahsi abesle iştigâlim olur ancak... zaten benim de asıl itirazım esmer tenli, güzel ama ebleh yüzlü; muhtemelen pakistanlı ama belki de afgan; benim kitabıma göre yobaz değilse de vahim sofu tabii ki de erkek bazı şarkıcıların seslendirdiği, sözü, özü basit müzik parçalarına değil.

ne olursa olsun, islamiyet propagandası da, diğer dinlerin övgüleri de elbet de bir demokraside serbestçe yapılmak durumundadır, trt'nin iftar saatindeki müzikal seçimini bu açıdan kınama hakkım olamaz. gelgeleliiiiimm... kanunen değil ise de fiilen, hıristiyanite veya be bileyim, şamanizm propagandası, ülkemizde dayak veya katl ile cezalandırılacak suçlardan sayılırken, islamiyet propagandasını devlet tv'sinden alenen yaymak ne derece hakkaniyete uygun ve adildir sorusunu sormaya ve trt'nin tek boyutlu tarafgirliğini kınamaya ise sonsuz hakkım vardır. vardır amma, ne yazık ki, toplumumuzun "azınlığa eşit serbestî" öngören her hangi bir konuyu sağlıklı münazara edebilecek siyasî, fikrî ve kültürel olgunluğa eriştiğine de bir o kadar şüphem vardır... onun için fikrimi açıkça belirteyim ki, islamı övmek şeriatçılık değildir ama diğer inançlar aleyhine olduğu sürece, şeriata doğru kesin bir adımdır.

trt'nin şarklı şarkıcıların sesinden arapça dualı ingilizce islamî içerikli klipler yayınlamasına itirazım, şarkıcının rahim ve rahman olan allah'ın yağdırdığı rahmete şükran duyduğunu ifade etmesine değil tabii ki. beni infiale sürükleyen, şarklı şarkıcının yağveleri sürerken fondaki ormanda yağan (?) yağmur damlaları altında, ağaçların arasında gezen, altı-yedi yaşlarında, şirin mi şirin, pespembe giyinmiş ama tamamen tesettüre sokulmuş ve başı bağlanmış kız çocuğunun sergilendiği görüntülere...


yuh beee... nasıl bir sapıklıktır ki neredeyse bebeklikten yeni çıkmış altı-yedi yaşında bir kız çocuğunu cinsiyet nesnesi olarak görüp, erkeklerin kem gözünden saklayacağız diye başörtülerine, çarşaflara sarmalamak? nasıl bir erkekliktir ki, afgan mı, pâki mi, malay mı bu
gûyâ müminlerin yaşadıkları toplumdaki, bacak kadar sübyan görünce heriflerin aklı kulak arasından bacak arasına kaçar? nasıl bir insanlıktır ki dillerinde allah terennüm eden ruh hastalarının sübyancılığını ayıklayıp tedavî ve terbiye edeceğine, altı yaşındaki çocuğu tesettüre boğar?

ve de modern türkiye'de nasıl bir laik, seküler devlet televizyonu yönetimidir ki bu, pervasızca, başka bulamamış gibi, afgan ya da paki ya da kötü şarkın her neresindenlerse, sapık, patetik meczublara figüran eylenen parmak kadar kız çocuğunun tesettürlü klibini yayınlamayı mübarek günlerinde türkiye'deki medenî müslümanlara bir hakaret saymayacak kadar şîrâzesinden çıkabilir?


yuh ulan yuh! allah'ın sizin duanıza da, ibadetinize de, hattâ imanınıza da ihtiyacı yok! tövbe edin, ruhunuzu o sapıklıktan temizleyin, sübyan bebelere de, kocaman olgun kadınlara da, değil başları, sırtları da açıkken bile kötü gözle bakmamayı becerecek kadar kendinizden de, inancınızın saffetinden de emin olun da, o mukaddes kelimeyi öyle ağzınıza alın.


siz de trt'nin islamiyeti övmeye diye yola çıkıp, üç beş şarklının yobazlığına kurban eden pek muhterem müdürleri... bizim müslümanlar hakikaten dünyanın en seçkinleridir, onlara üçüncü dünya softalarının şarkıları ile ingilizce islam propagandası yapmaya illâ da hevesli iseniz, bâri radyoyu tercih edin. bizim millet öyle çoluk çocuğa yan bakanı pek sevmez mâlum, sapık sahneler sergileyip de afganlarla pâkilerle araplarla aramızı açmayın.

yüce allah da, sizi bildiği gibi yapsın da, bizi sizden beterinden esirgesin.


----------

(*) başka çalgı olmaksızın insan sesi ve def ile tutulan ritm

No comments: