Monday, May 14, 2007

yüze yüz yenileyerek makyaj?

türkiye'de solun birleşmesinin "örgütsel" bir mesele olduğunu sanan saflar da var elbet amma, solun özünde az para kazanan ve kendini pek de matematik gerekçelere dayanmadan daha iyi şeylere layık sanan bir memur tabakasına dayandığı gözönüne alınınca, tıpkı osmanlı saray bürokratik işleyişinde olduğu gibi, siyasetin "klik", yani "hizib" ekseni etrafında "parçalı olarak" yürümesi, ördek yavrusunun havuza bırakılınca yüzmesi kadar doğal. kaç haftadır süren ve artık işba noktasına gelen miting heyecanı ile, hiç değilse ce-he-pe ile merhuk ecevit'in kadük fırkası arasındaki yakınlaşma da, nEtekim, bu sebeple bir başka bahara kaldı gibi görünmekte.

emin olun ki cumhuriyet halt fırkası birleşmenin çuvallaması yüzünden çuvaldızı öteki tarafa saplarken, kendisine kuş tüyü üle dokunmayacak bile - aynı şeyi ecevitçiler de yapacak amma, onların partisi küçük olduğu için, haklılık şansları da aile içinde sınırlı kalacak.

hmmm... bakalım bu mevzuda arşiv ne diyor... aaa 10 yıl kadar önce bu sol izdivac işleri yine mi gündemde imiş ne? ben de şunları mı yazmışım (*) meğer...



muhalefet treninin son vagonuna dair

muhtelif ismi ya da cismi halklı fırkalar, seçim çanları çalıp da oralık tutuşunca, camiler arasında bî-namaz gezmektense, mihrabı ortaya sürükleyip, iman tazeleme uğruna baykal ve bahriyeli maiyetinin eteğinde bağdaş kurmaya çöktüler. cumhuriyet halt fırkasının barajı zar zor da olsa geçeceği inancıyla, memlekette her kuvvetli fırtınada bir çok caminin gümbür gümbür göçtüğünü, mihrabın çatır çatır çatladığını, minarenin paldır küldür toz olduğunu ne kadar gözardı ettiklerini iyi sıhhatte olsunlar bilir ancak.

ne hikmetse, deniz baykal ve bahriyeli tayfası da, 15 yıl kadar önce ittihad-ı terakki usulü bir baskınla ele geçirip, "yeni" diye yutturmaya kalktıkları cumhuriyet halt fırkasını siyasi tarihinin en talihli dönemecinde dahi bir “alternatif” haline getirmeyi beceremediler. bu anlamda, üstlendiklerini iddia ettikleri misyon açısından, fırkayı ecevit' li 1979 felaketinden ve de yüzde 10’u bulamayıp tbmm dışında kaldıkları seçimden de daha büyük bir “nitel” hezimet ile karşı karşıya bıraktılar. tayyib efendi ve şürekası sayesinde memlekette dindar ama cumhuriyetçi taife de dahil, sağ sol demeden, cümle vatandaş sırf demokratik laisizm ilkesini ekonomik ve sosyal liberalizm ile birlikte yürütebilecek bir siyasi çatı altına sığınma derdi ile parti ararken, onca yenilgiden ders de alamayan fırka, ittihad ve terakki' den beri devam eden soyut bir devlet kavramına ibadet ötesinde politika üretmekten aciz kaldı.

cumhuriyet halt fırkası, siyaset ile vatandaş - bireyin menfaati arasındaki ilişkiyi yine bir türlü kuramadı. birey denen varlığın artık türk siyasetinde alışılan retorik dışında bir kuvvete dönüşmeye durduğunu kavrayamadı. toplumun ve bireyin sırtından geçinen sermayesiz kesimi arkasına almakla sol olunamayacağını bunca zamandır anlayamadığı gibi, bayrak sallayıp kendine özgü dinamik örüntüler ile oluşan laik toplantılarda boy gösterirse, oylar da kendine akar sandı.

fırka, çağdaş bireyselleşme olgusunu siyasasına katamadı. matematik özürlü, siyasasız siyaset anlayışı, kasaba kokulu örgütlenme felsefesi çerçevesinde fikir düzeyi slogan sallamak, siyaseti de kişiler kavgası olarak kaldı. başkanı ve bahriyeli kurmay heyeti dolayısıyla kendini yenilemekten aciz, kahir ekseriyeti ilkokulu üçten terk eğitim seviyesindeki tabanı ile, şimdilerde, cumhuriyet halt fırkası, “minder aynı, bari yüz değiştireyim” mantığı ile yeni sima arayışları içinde. genç, parlak, özellikle de kadınlar arasından yükselen, toplumun her kesimini yansıtabilecek adaylar peşinde.

ezeli muhalif cumhuriyet halt fırkasının bulunduğu noktada iki temel seçeneği var: ya liderinin meşrebine de pek uyan, eski usul şirret ve hırçın muhalefet geleneğini sürdürecek bir kadro için yeni yüzler bulmak; ya da matematik düşüncenin kapısından geçmediği partiyi akılcı ve çözümcü bir politika aracına dönüştürebilecek hakikaten “yeni” bir yapı oluşturabilecek kişileri bünyesine çekerek, muhalefette iken bile “hükümette olmayan iktidar” cübbesine bürünebilmek, hakiki bir “parti” olabilmek. olası oy dağılımının a-ke-pe iktidarını gösterdiği düşünülürse, böyle bir partinin muhalefette dahi siyaset – menfaat dengelerini çığırından çıkmaktan koruyabilmesi mümkün…

ancaaaakkkk… cumhuriyet halt fırkasının bunu yapabilmesi için önce baykal' dan, sonra da zihnen ondan hiç de farklı olmayan bahriyeliler ordusundan kurtulmak gibi herkülvari bir zaferi gerekli. bu başarılamadıkça, fırkada riyaziye, yine çerçi aritmetiği ile kaim kalacağı için, cumhuriyet halt fırkası, muhalefet treninin son vagonuna bile ancak karın üstü atlayabilecek. "Yeni" simalar daha eskimeye fırsat bulamadan, fırka, "öz" chp’ den "öz yeni" chp’ ye kadar uzanan bir süreç sonunda kendini sahanlıktan yuvarlanıp rayların üstüne düşmüş bulacak.


-------
(*) 1995 seçimleri sırasında yayınlanan yazının bugüne uyarlanmış halidir.

No comments: