Friday, May 4, 2007

a-ke-pe'ye akıl - valiyi kovun

akıl satın almak ancak akla her daim ihtiyaç olduğunu bilecek kadar akıllı adamlara mahsus bir "imtiyaz"dır. az gelişmiş ülkelerde bu akılda adam da az geliştiği için, arada sırada amme hizmeti olarak akıl saçmak, kollektif akıl düzeyine katkıda bulunmak sureti ile, umumi refah seviyesini de yükseltir. a-ke-pe yöntecilerine bir akıl vereyim dedimse, bu çerçevede değerlendirilmelidir...

sayın beyler (a-ke-pe'de nasıl olsa "bayan" yönetici yok)...

cumhurbaşkanı adayı aranması / tayyib efendinin adaylıktan cay(dırıl)ması sürecinde, abdullah gül'ün nihai harcanması ile sonuçlanan kargaşanın tarikat dengelerini kollamak yüzünden patladığını bilmeyen yok her halde.

netice ortada. her ne kadar cumhuriyet halt fırkasının şirret tutumu sayesinde yediğiniz şamarın sesi gürültüye gitti ise de, a-ke-pe, hafiften kızarmış bir surat ile kamu önünde dikilmekte. eh, seçime giderken de, simada al renk pek hoş kaçmamakta...

çare basit aslında. muammer güler valimiz, 1 mayısta sergilediği dirayet ile, a-ke-pe nin kalesi sayılabilecek istanbul'da ahalinin çoğuna "ne olacak halimiz?" dedirtti ya... eh, vali, malum hükümetin temsilcisidir. yani güler'in yarattığı rezalet de, yaşanan zul yetmemiş gibi, şöyle ya da böyle, tayyib efendi ve etrafına yansır.

bu durumda tayyib efendi tekrardan halkın teveccühünü toplamak istiyorsa, gayet basit şekilde valiyi 1 mayıs'taki rezalet dolayısıyla hemen azledebilir. en azından, hakkında soruşturma açtırabilir (isterse sonra da kabahatsiz bulur, o ayrı).

böylece:

1) ahaliye, sanki onlardan yana , saatlerce sefil olup sürünmelerini sahiden dert eden, adeta "demokrat" bir siyasi imiş gibi bir imaj sunar;

2) kamu düzen ile kamu düzeni arasındaki farkın farkında imiş gibi yapmakla, yıkılan karizma biraz toparlanır, yönetim dizginlerinin elden kaçmadığı izlenimi yaratılır;

3) ankara'da, bülent arınç'ın parti içi siyasette çıkıntılık edecek gücü bulmasını sağlayan bazı çevrelerin sayesinde, sergiledikleri yönetim fecaatine rağmen yerlerinde sapasağlam oturan istanbul yüksek bürokrasisini sallamakla, o çevrelere de politik göz dağı verilmiş olur. merak etmeye gerek yoktur, o çevreler oylarını saadete, refaha, selamete heba etmezler. iktidar tatlı bir meyvadır.

4) vali güler ve ekibini (buna profesyonel yöneticiler olan vali yardımcılarını katmadığımı hemen belirteyim) tasfiye etmek a-ke-pe'ye, pek de partiye yakın olmayan kesimden de bir sempati kredisi açılmasını sağlayacaktır. emin olabilirler ki bu ekibin arkasından ağlayacak normal yurt insanı mevcud değildir. eh, bir etkin eylemde bulunup da oy toplamak, yenilen şamarın yarattığı mağdur ve mazlum çocuk ifadesi takınıp el açmış dilenci suretinde oy beklemekten iyidir, emin olun. delikanlı ve muktedir olabildiğiniz izlenimi verir.

benden de dinci olmadığına hala iman edemediğim bir partiye bu kadar kıyak yeter...

No comments: