Friday, August 3, 2007

ispirto power! siyasetin geleceği rakıda!

türk'ün fizikle ezeli mücadelesi çerçevesinde, tayyib efendi & co.'nin seçim zaferi de olduk- olmadık siyasi, iktisadi, içtimai ve saire gerekçeler ile açıklanmakta.

yahu! adamlar üç sene ab'nin rotasında siyaset yaptılar, her şey güllük gülistanlık oldu; son yıl kendilerine bir döndüler, neredeyse iç harp çıktı: hâlâ, bugün bile, "ihtilal" lafı ile geviş getirenler mevcud!

iktisadiyat desek, imf'nin ipine sarılmaktan ne zaman caysalar, yıldırımlar tepemize yağdı. eh, imf de iktisadiyata kısmen de olsa geri karıştığı ve devleti bir ısırık da olsa küçülttüğü için, öyle kayırma, sıyırma işlerine de ciddi sed çekmedi, sen sağ, umum selamet, vaziyeti idare ettik.

bu arada tabii, pek de dünyada zaire, zambia ve bir iki daha bile anlamsız ülke dışında, hiç kimsenin iktisadiyatının kötü seyretmediği, tayyib efendi & co.'nin "başarı"sının ise dünya ekonomi treninden düşmemekten ibaret olduğu ve aslında ancak bagaj vagonunda seyahat ettiğimiz gibi konular, fazla ırgalanmadı.

siyaset ve iktisattaki bu çağ atlama görünümleri ötesinde, içtimaiyattaki "baş örtüsüne göre bölünmüş millet" tablosu da, her halde, "taçlandıran" bir utku olarak a-ke-pe hanesine işlendi.

her şeye rağmen, tayyib efendi & co., bileğinin hakkkı ile oyları silip süpürdü, helalinden kasasına koydu ama kanıtlanmış başarısından değil, rekabetin kanıtlanmaktan da öte kesinleşmiş beceriksizliklerinden ötürü. yani fizik kurallarına göre ifade edersek, hiç bir direnç ile karşılaşmadan yokuş aşağı akan su gibi kazandı seçimi. önüne çıkıp da kendilerini baraj zanneden iki kayayı da paldır küldür sürükleyerek...

sırf ciddi bir "mukavemet" olmadığı, olan da çoktan "işba" (doygunluk) noktasını aşıp, kristalize olma aşamasına geldiği için, yerel seçimler de tayyib efendi & co. için çantada keklik, o günleri cümleten sağ salim ve kendimize özgü, bir acaip de olsa demokrasimiz dahilinde idrak edebilirsek, (normalde) 2012' de yapılacak seçimler de.

muhalefet babında, tayyib efendi & co.'nin karşısına sahiden dikilebilecek, a-ke-pe'nin kasasında emaneten saklanan en az yüzde 25 oyunu geri alabilecek bir kudret varsa o, damarlarınızdaki asil kanla birlikte vücudunuzda dolaşan rakı ispirtosu!

ne sandınız a dostlar, a-ke-pe' ye teveccüh gösteren her iki vatandaştan birinin oluşturduğu kitlenin her üç vatandaşından biri de anasonlu üzüm şurubunu hiç mekruh bulmayan kesimden - ya da seçim tahminleri gibi, alkol tüketimi rakkamları da nanay memlekette.

şimdi, tayyib efendi & co., a-ke-pe'yi bu ispirto-perest kesime göre de ince ayardan geçirecek ki, hem cumhur nezdinde siyasi merkezdeki mümtaz yerini sağlama alsın, hem de cumhur'a başkanlığı sorunsuz üstlenebilsin. tam toplum terazisinin ibresi a-ke-pe'ye doğru kaymışken, iyi saatte ve sıhhatte olasıca kimseyi fazla ırgalamanın alemi de olmadığından, bu uğurda direnen güller koklansa da olur, koparılsa da... nas'olsa "dinci sermayeyi" memnun ettikçe, sair cümle mütedeyyin ahali de a-ke-pe vagonunda yol almaktan mes'ud olmakta. ortada bir çelişki yok, keyifler de kekâ...

marifet, kendine "muhalefet" diyen ve rakıcı seçmenin oyunun esas sahibi olan kitlenin bir politik hareket oluşturup da, rakı powera sahip çıkabilmesi. nâmeler, nağmeler ve yâveler üreteceğine, kendine laik ve demokrat diyen ama asıl medeni kökenden gelen muhaliflerin, ispirto-perest eylemde gizli olan "medeni" ruhu (*) kütlesine katıp da siyasi bir momentum yakalayabilmesi.

rakı, şarap sembol tabii... işin "sosyolojik" özünde, yavaş da olsa, medeniyet kesbeden her cemiyyet gibi, türkiya'da da siyaset, devlet ve iktidar oyunlarından içtimaiyat alanına, umumun yaşama biçimlerine entegre olan haz miktar ve kaynaklarına odaklanmaya başlamak zorunda.

sağlığınıza ve şerefinize de, bunu da mı tayyib efendi & co. yapacak yahu?

No comments: