Friday, February 22, 2008

türbanın kerrakesi (*)

haydi, biraz kompile teorisi takılalım:

şimdi anlaşıldı, hazretlerin laaaap diye türban meselesini kotarıp, milletin kucağına ateşten çıkmış sıcak patates gibi atmak için niye böyle bir "zamanlama"yı tercih ettikleri...

o gitti, bu geldi, falandı, filandı derken, amerika ile ırak'ın karadan işgali ile ilgili proje bir güzel tekemmül ettirilmiş, hattâ durum, belli sınırları ile ırak hükümetine de kabul ettirilmiş. askerin ne zaman içeri gireceği de, üç aşağı, beş yukarı, biraz da meteorolojik şeraite bağımlı olarak belli olmuş.

mâkul sayılabilecek bir süre öncesinde de türban bombası patlatılmış ki, esas top, tüfek gümbürtüsü arasında davulcu yellenmesi gibi kalsın.

şark kurnazligi babbooo...

p.s.: nitekim, (netekim mi yazsaydım?) daha ben "publish" düğmesine ancak basmış idim ki, hazret tv'de ilk demecini verip "devir birlik berbaerlik, devlete, millete azamî sadakat devridir" buyurdu. şimdi nifak eyleyip de türban mürban meselelerini kaşımanın âlemi var mı?

---------
(*) türban tabii ki kerrake, yani ince kumaştan pardesü (pardessus mu yazsaydım ki?) giymez de, bu tantanada nereden vehbi bulayım?

No comments: