Friday, July 20, 2007

kış uykusu olaydı, yatardım

bu akşam keyfim yerinde. mazot pompasındaki hain ve sinsi arızayı nihayet keşfettik, daha doğrusu ben ısrar edince bodrum marina sailor teknik servisinden, bizim çarkçıbaşı aydemir'in ve volvo mehmet'in adamı ibrahim usta açtı buldu, artık sarpa, tam tornistan ederken öksürüp tıksırmadan, aslanlar gibi manevra da yapabilecek, tıknefes olmadan yolunu da... inşallah (!) yarın bir-iki ayar, düzeltme-doğrultma işi de biterse, kızımın yeni minderlerini, tentesini, yataklarını da yerleştirip, noiseville'in gümbürtüsü başıma vurdukça denize saracağım kendimi.

ama daha da önemlisi, bir yandan petros'un kitabına yazı, john karkazis'in makalesine comment yetiştirmeye çalışırken; bir yandan motosiklete atlayıp sanayi çarşısında bilmem hangi teknik sorunu çözmek arasında sarkaç gibi gidip gelen şizofrenik varoluş biçimim biraz rayına oturacak.

görüyorsunuz değil mi, ne zor şartlarda blog'uma destan düşerek tarihin şu kıvrımlı mecrada akan karanlık sularına ışık tutmak uğruna nasıl bir fedakarlık yapıyorum! 40 derece sıcakta (*) bunca işin arasında!

ya benim dahiyane münafık fikirlerimden istifade etmeden gideydiniz seçimlere? gönlüm razı gelir miydi hiç?

-----
(*) sıcağa bayılırım... hayır, sıcaktan değil sıcağa! bence yalnızca yaz mevsimi yaşansa, dünya çok daha sevimli bir yer olurdu. yeter ki bol su ve bol gölge olsun ve de açık, hafif giysiler. onun için itiraf edeyim, şikayetim sun'idir. keşke yöntemini bilsem de kışın ayılar gibi uykuya yatıp, ortalık ısınınca uyansam.

No comments: