Thursday, November 22, 2007

kalitenin bu kadar kalitesizi ancak burada bulunur

daha şimdi tv de bir reklam gördüm. ufo denilen ışıkla ısıtma cihazının reklamı idi: kötü kalite elektrikli (veya ışıklı, her neyse) sobalar satan ve müşterilerinin şikâyetleri rûyâlarına bile girmeye başlayan reklamın "kahramanı", döküntü kılıklı, pis sakallı bir satıcı, en son kâbusunu annesinin vampirimtrak bir görünümle zuhur eden ruhu mu, hayaleti mi her neyse, basıp, ona "artık adam olmasını" söyleyince; tövbe edip kaliteye dönmeye karar veriyor. ve işte tam da bu noktada ekrana bir ufo soba süzülüyor.

rakip üreticileri isim de belirtmeden, yâni, zımnen toptan kötülemek üzerine kurulu temelde etik özürlü bir reklamda "kalite" vurgusunun ancak ayrıntı kalması bir yana, reklamın pespâye "senaryo"sunun bir de iğrenç yanı var ki, evlerden ırak...

o döküntü herif, müşterilerin, gulyabanî kisvesinde karabasanlarına uçarak dalan anasının, sair esîrî varlıkların ve vicdanının hücumları üzerine, uykusundan uyanıyor; uyandığı gibi de, gûyâ üzerinde çöreklenmiş bulduğu bir iran kedisini (*) tuttuğu gibi öyle bir havaya fırlatıyor ki, o pespâye "reklam filmi" her hangi bir medenî ülkede yapılsa, hayvanlara eziyet suçundan ağır bir davâ açılır. üstelik, yalnız derbeder kılıklı o berbat süleyman sakallı herife değil, hem ufo'ya, hem reklam şirketine ve de taifesine...

bilmem kaç bin wattlık spotlardan zâten ürkmüş zavallı kedinin hayret ve dehşet içinde miyavlayarak havada uçması, her halde postmoş (**) reklamcı makûlesine komik falan gelmiş ki, rûhen ve zihnen kendileri kadar kalitesiz olduğunu varsaydıkları veya hesapladıkları tüketici ahâlînin de bu ilkelliğe güleceğini "düşünmüşler".

hayvanlara eziyet ederek reklam yapan bir firmanın "kalite" iddiasında bulunabilmesi gibi bir kalitesizlik de ancak üçbuçukuncu dünyada olabilir zaten.

yoksa neden canlılara eziyet dışındaki tek mesaj, rakiplerin kötülüğü olabilir ki reklamlarında?

--------
(*) kedi de adamın kendi kedisi imiş üstelik! eh, hâkimlerin hukûmet boyunduruğuna kanunla alınmasına sesi çıkmayan ahalî zavallı bir hayvan yüzünden reklam sanayiimizi protesto edecek değil ya. bu arada, adamın tıyneti bakımından da bir sorum var... aktör müsveddesi alenen kötü muamele ettiği cins bir iran kedisini acaba hayvan sevgisinden mi alır, marka düşkünlüğünden mi?
(**) postmodernist anlayış özürlü.

No comments: