Sunday, November 11, 2007

hoş sadânın "bayrakdarian"ı

bbc-prime televizyonunda bizzat placido domingo'nun yönettiği bir şarkıcılar yarışmasında isabel bayrakdarian adlı bir soprano birinci seçildi. üstad domingo'nun söylediğine göre, artık isabel, onunla da oynayacağı bir çok gösteride rol alacak, dünyanın ünlüleri arasına katılacak.

yolu, tâlihi ve bahtı açık olsun isabel'in.

bayrakdarian soyadı size aşina geliyor mu? muhtemelen, pek de uzak olmayan mazide, isabel hanımın ataları, osmanlı devletinin sancağını taşıma onuru bahşedilecek kadar padişahın değer verdiği yurtdaşlarımız arasında idiler ki, "bayraktar" olarak anılıyorlardı.

yâni, bu gece, aslında, bizden bir soprano kazandı bbc'deki şarkıcılar yarışmasını.

bir an için, bir büyük devlet, bir büyük toplum olma iddiasındaki türkiye'nin, kimin haklı ya da haksız olduğu gibi -esasen bugünün dünyasında kıymet-i harbiyesi de kalmayan- bir zıtlaşmayı kenara koyup, ermeni mes'elesini evrensel ölçütlere göre yeterince tatminkâr ve âdil bir sonuca bağlayacak siyasî esnekliği ve kültürel inceliği göstermeyi başardığını hayâl etsenize... belki de bunu başarabilsek, isabel bayrakdarian bizim bayrağımızı gönüllerin gönderine çektirecekti bu gece, orada... merak etmeyin, dünyadakki sahiden "önemli" çevrelerde, bir isabel bayrakdarian bir futbol takımından fazla eder.

o taraklardaki bezlerimiz giderek kâğıt mendile dönmekte ama "kültür"ün tek kalıcı mal ve kudret olmaya başladığı bir dünyada, güzel bir sadâ, hoş bir renk, veciz bir söz bayrağı yüceltmekte düşmana sıkılan kurşundan daha az etkili değil artık. üstelik, san'atın yüceliği de, yüceltmesi de yalnız edebî değil, ebedîdir.

çoktgan unuttuk ama hatırlayalım: bâkî kalan, bu kubbede bir hoş sadâ imiş.

No comments: