Friday, November 9, 2007

bir ebedî sevgiliye daha güle güle

ben mülkiye’liyim. mübeccel hoca bizde ders vermedi maalesef. yine de, üşenmez, odtü' ye gider, derslerine girerdim. hattâ, ben nasıl olsa gidip not da tutuyorum diye evde uyuyup kalan bazı aslî talebelerinden de daha devamlı sayılabilirdim.

mübeccel hoca düşünmeyi sevdirirdi. önümüze koyduğu bilgi ziyafetleri ile zihnî açlığımızı tahrik eder, daha fazla, daha kapsamlı öğrenmeye yöneltirdi – üstelik de, muhtelif “evrensel ve ebedî doğru” kalıplarının en dogmatik şekil ve içerikleri ile gûyâ kritik düşünmenin kâbe’si olması gereken üniversitede, zihinlerin üzerine arme beton gibi çökmeye koyulduğu bir dönemde…

mübeccel hoca, teori fukarası ilim alemimizde, evrensel literatüre teorik katkılarda bulunabilecek kadar aydınlık bir ışık kaynağı idi. türkiye’nin, ezelden ebede bitmeyeceğe benzeyen o “geçiş dönemi” hastalıklarına, kömür-demir kasabalarından bakıp, gelenekler endüstri ile davudcallûd muharebesine tutuştuklarında, cenderelerini kırmaya çalışan toplumsal örgülerin, nasıl tüm dokuyu da kıvranmalarının pençesine sardığını anlatarak teşhisler koyardı. onun sâyesinde, “şehir”lerdeki apartman dairelerinde neden “alaturka” ve “alafranga” helâların bir arada bulunduğunu kavrayacak kadar “tampon kurum ve mekanizma” tezini anlayanlar, bazı hatunların neden öz iradeleri ile oralarını buralarını örtüp de ancak öyle sokakları doldurabildiklerini de izahta pek zorlanmamaktalar, meselâ.

mübeccel hoca öldü. sevgili mübeccel hocamıza, sekiz gol yenen bir millî maçta tek kurtarışı yapan bir kaleci kadar bile, inceleye inceleye, hiçbir sırrını çözmeden bırakmadığı toplumu tarafından değer verilmeyecek. ne yazık ki, doğduğu şehir izmir de dahil (ki, mübeccel hocayı da, düşünmeyi de, düşünceyi de önemli saymadığı için artık fikir fakiri zavallı bir kasabadan ibaret); türkiye sokaklarına adı verilmeyecek. okul binalarının, kütüphanelerinin kapılarına (belki odtü hariç) mübeccel kıray yazılmayacak.

mübeccel hoca, ruhuna ayna tuttuğu bu toplumun hiçbir-yerden-hiçbir­-yere doğru ebedî geçişinde, bir dönem olarak, önce toprağa, sonra tarihe gömülecek. okumak zûl sayıldığından, bizler de ölünce, kim olduğu, ne dediği hepten unutulacak ama ışığı ile çoktaaan aydınlattığı sorunlar uğruna, ateşli, kanlı kavgalar hâlâ sürüyor olacak.

böyle sevgilerden, sevgililerden ayrılmak, o yüzden de giderek zorlaşmakta galiba…

2 comments:

KeciAdam said...
This comment has been removed by the author.
KeciAdam said...

Hocam onun oraya adnın yazılması önemli değil zaten Mücebbel hocanın bıraktıkları yeter. Allah gecinden versin ama siz ölseniz de arkanızda bıraktığınız en azından bir kaç takipçiniz olduğunu bilin. Sizin takip ettiğiniz gibi.

Saygılarımla