Sunday, December 14, 2008

kurban derken aklım kumara gidiverdi...

ibrahim, oğlu ismail'i, kanını akıtarak öldürmek üzere sunağa yatırdığında, tanrı kurbanlık olarak koçu gönderir.

yâni, ibrahim, çocuğunu zâten gözden çıkardıktan sonra...

ne alâkası vardır, ben de bilmiyorum da, aklıma bir soru takılmakta...

çoluk çocuğunun rızkı ile barbut atan baba, kazara yedi tutturup da parsayı toplasa... eve, pasta börek, çorap gömlek ne varsa yüklenip de götürse, eli kolu dolu dönse... o baba "iyi" bir baba mıdır, "kötü" bir baba mı?

haydi, ampirik düzlemden teorik düzeye bir adım atalım: kumar, masaya sürülen değerin kaybedilmesi ile mi bir illet olmaya başlar; değerin vazgeçilebilir bir met'a gibi masaya sürüldüğü anda mı?

No comments: