Monday, April 9, 2007

sıkılmıyor musunuz?

gündelik siyaset oldum olası bana bunaltı verir de, şu cumhurbaşkanlığı meselesi ortaya atılalı patetik ölçekte sıkıcı bir insan topluluğuna dönüştüğümüze kani oldum iyice. en dolu gazetesi beş dakikada, küçük ilanlar dahil 10 dakikada tükenen, hayattan haber verecek kanal diye açılan tv kurumlarının medet ve salahı spor yayını yapmakta bulduğu, hiç bir şeyin doğru dürüst işlemediği ama herkesin kendisinden ve aidiyetlerinden alabildiğine memnun, mağrur ve mesud olduğu bir toplum için elbet de yeni zihni ilgi alanları, ecinni tayfasının cirit attığı perili evlerin çocukça cazibesinden çok ötede, korkulası keşfedilmemiş kıt'alardır. tıpkı, cihan fatihi atalarımızın okyanus enginleri karşısında kilitlenip donmalarına yol açan o tarihi endişe gibi, ezberimizi zorlayan her olgunun ve kelamın karşısında kılıcımıza davranmamızın sebebi bu keşif allerjisinden başka ne olabilir ki? onun için de, bildiğimiz yaveleri tekrar eder durur, bu aynılığın verdiği güven ortamında ne kadar yeknesak, ne kadar kısıtlı, ne kadar içe dönük, kabaca otistik olmaya başladığımızı görmezden gelip, göreni de kör ederek tarih üstüne tarih devirir dururuz. böylesine içe kapalı yaşayınca, cilası aşırı kullanımdan aşınmış avadanlık gibi, üzerinde söylenmedik laf kalmamış olay ve nadiren de fikirler üzerinde aynı sözleri ezerek konuşur dururuz. sıkılmadan ama sıkarak!

oysa düşünebilmek yeni gerçeklikler yaratabilmek için gereklidir. gerçeğin de, ne sonu ne sınırı bulunduğuna göre, etrafımızdaki evren ile bizi bağdaştıracak öge, tecrübelerimiz ile, evreni "tecrübe edilebilir gerçekler" halinde bize sunan düşünceden başka bir şey değildir. düşünmek ise de sıkılmak ile başlar, çünkü psikoloji ile uğraşan en akıllı alimlerin apayrı yollardan gelip de buluştukları üzere, bilinç bir aykırılık duygusundan ibarettir.

hayırlı tayyibler efendim! sıkıldıysanız biraz da süper lig verelim...

No comments: