"futbol aşkına" zavallı bir topkafanın etrafındaki herkesi futbol topu gibi gördüğü o reklâmı hatırladınız mı?
merâk etmeyin, daha 12 eylül cuntasının ve de arkadan özalizmin futbolun mâlûm uyuşturucu etkisini, kollektif bir toplumsal afyona dönüştürüp, bir topkafalar ulusu yaratmalarından 15 yıl önce hakkın rahmetine kavuşan antonio de oliveira salazar, portekiz gibi, medenî avrupa'nın burnunun dibindeki küçük bir ülkeyi nasıl demir yumruk ile yönetebildiğinin sırrını üç marifete bağlamış idi: futbol, fada, fiesta...
türkiye'nin salazar'ın bile, görse hayra yormayacağı bir ıslak rûyaya dönüşmesinde de, başta futbol, sonra bol arabesk ve şıkıdım şıkıdım eller havaya eğlentilerinin rolü, bir şebeğin ard tarafı kadar âşikâr değil mi?
beşerî tarihe gurur verici olarak kaydedilebilecek san'at, bilim yaratıcılık gibi evrensel değer içeren hiç bir şeyde başarılı olamayan, son 150 yılını birbirinin boğazına atlayarak yaşamış, son 50 yılda abuk subuk dâvâlar uğruna 100 küsur bin vatan evlâdını gömmüş bir toplum, sadece ve sadece top için yaşar hâle geldi ise, salazar'ın ruhu, haset ile kıvranmıyor mudur sizce?
eh, portekiz de diktatörünün intikamını aldı işte. ne de olsa onlar topkafalıkta daha tecrübeli... ustamız sayılır. yenildik, üzülme ey halkım.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment