benim matematik yine şaştı...
neredeyse bir aydır allahın günü, türk millî takımının avrupa kupasında ne muhteşem futbol oynadığını, dünyanın bize hayran kaldığını, yabancı yetkin spor yazarlarının da bizi öve öve bitiremediğini, yere göğe koyamadığını dinlemeden duymaktan gına gelmişti...
tıpkı, 1. dünya savaşı'nda kahraman ordularımız hiç mağlub olmadıkları halde, müttefiklerimiz yenildiği için bizim de yenik sayılmamız gibi, millî takım da almanya'ya yenik düşmüştü ama, adını tarihe yazdıran destansı bir oyunla...
ve de takımımız, başta imparator fatih, muzaffer birlikler gibi karşılanmııştı.
buraya kadar mâlûm ve mûtâd türk'ün türk'e türk propagandası uygulamasının hafiften dış kaynaklara da atıflı bir çeşidi ile kendimizi okşayarak mutluluk türetmekte ve tüketmekte idik.
gelgelelim, bugün gazetede okudum ki, kupanın en iyi 11'i, yani bir avrupa kupası süper takımı tesbit edilmiş ve bunun içinde yalnız, sade, tek bir türkiyeli oyuncu mevcud imiş...
imdiii... hani biz çok iyi idik? o zaman neden daha fazla oyuncu karmaya giremedi?
yoksa takım muhteşem idi de, oyuncular mı dökülmekte idi?
yine mi şu gâvurlar bizi ters köşe etmekte idi; allayıp pullayıp, sonra da yine kendilerinden olanları öne çıkarıp, bizi "müslüman olduğumuz için" dışlamakta idiler?
yine sevinin hanımlar beyler... yukarıdaki islamî gerekçe ne ki? "bizim çocuklar çamurda oynamaya alışık, çim sahada şaşırıyorlar, ondan yeniliyorlar" gibi palavralar bile ortaya atılırdı eskiden; 7-0, 8-0 lık millî mağlubiyetlerden sonra.
artık hiç değilse madara olmuyoruz.
bir de matematikten çakmasak ha bire...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment