şu ergenekon mes'elesinde sap işe samanın birbirine karıştırılıp bulgur pilavı diye ortaya sürüldüğü hissine en baştan da kapılmıştım ama garip bir taktik durumun varlığı âyan beyan ortaya çıkmada.
her kim kimlerin içeri atılacağına karar vermekte ve organize edtmekte ise, tam maşrûk bir kurnazlık ile "halk içinde muteber" birilerine, meselâ paşalara veya gürüz ya da yalçın küçük hocalara kelepçe vururken, arada hayli şaibeli ve muhtemelen kamu vicdanında pek de temiz sayılmayan bazı kişileri de hooop, onlarla beraber "gözaltına" çekiveriyor.
ilk partide tolon ve eruygur paşalar falan, karanlık kişi ve kuvvetlerle ilişkileri olduğu iddiası çok zaman önce kovuşturulmuş olması gereken emekli orgeneral veli küçük ve silah deposu olmakla suçlanan yüzbaşı tekin gibi sanıkların arasında hapishaneyi boylamışlardı.
şimdi de, sahneye yine her hangi bir kirli ilişkisi "kaldı" ise, hukukun gereği zâten yıllar önceden suçu tesbit edilmiş, cezasını da çekiyor olması şart olan ibrahim şahin gibi birileri itibarı yüksek "sanıklar"ın yanında "yeni dalga"nın içine karıştırılmakta...
içme suyu kuyusuna pislik mi atılmakta acaba?
yalnız unutmamak gerekir... düşman içecek diye zehirlediğin suya günün birinde sen de kova sallandırmak zorunda kalabilirsin.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment