eser karakaş profesör ve de star nam cerîdede köşeci yazar. uzmanlığı, avrupa birliği idi ama güncelin çamurunda boğulduğundan beri pek ilgilenmiyor. ayrıca, ilk iktidara geldiğinde can havli ile de olsa, türkiye-ab ilişkilerinde en hızlı ve ileri adımları attıkları tarihî bir vakıa oluşturan tayyib efendi, gülsuyu & şûrekâyı can-ı gönülden desteklediği,esasen, çalıştığı mevkûte de bu misyon bâbında varolduğu için, son dört yılda avrupa mes'elesindeki kazık freninden ve dört yıl sonra da muhterem başvekil hazretlerinin ab emvâline attığı hamas fırçasından sonra, her halde o da avrupa rûyâsından umudu kesmiş olmalı ki, ihtisas alanını ergenekon ile mücadeleye kaydırmış bulunmakta.
eser hoca üşenmeyip, kendince bir ergenekon tanımı dahî geliştirmiş. ergenekon, "cumhuriyet’in nitelikleri arasında laiklik ve atatürkçülük hassasiyetini ön plana çıkarıp, hukuk devleti ve demokrasi ilkelerini dönemsel olarak da olsa vazgeçilebilir görmek" imiş.
sapına kadar demokrat sıfatı ile kendi payıma, ergenekon denen hukuk rezaletini demokrasi ile aynı cümle içinde anmaktan hicâb etsem de,olur ya; adamın işi sosyal ilim, elbet tarif peşinde koşacak, savlar oluşturup destek arayacak...
gelgelelim, yazarken gayet makul sayılabilecek bir metodoloji izleyen eser bey, iş televizyonlara konuşmaya gelince gaz kesmeyi becerememekte.
hoca efendi, şu son "metal dalga"nın geldiği gün ergenekon tanımını tv ekranlarından seslendirirken, sesinin cazibesine kapıldığı gibi, hızını alamayıp, endâzeyi aştı ve hukuk ve demokrasi ilkelerinin "laiklik ve atatürkçülük hassasiyetini ön plana çıkaranlar" için uygulanmamalarından pek de rahatsızlık duymadığını imleyen beyanlarda bulundu. türk entelecent-ziyasının ebedî vebası demokrasi özürünü şahsında böylece somutlaştırıveren karakaş'a göre, bu taife "maalesef" memleket nüfusunun muhtemelen yüzde 10undan fazla idi ve öyle düşündükleri için de öncekilerden sıyırtanların 11. dalga ile süpürülüp toplanmaları pek anormal sayılamazdı.
eser karakaş'a göre, bu durum, demokrasi ve hukuk devleti ile mükemmelen bağdaşmakta idi çünkü demokrasi, düşmanlarına karşı kendini savunmaktaydı.
yalnızlığnın arttığı hızla güzellikleri yok olan ülkemin standardlarına göre, eser karakaş da muteber bir entelektüel" addedilmekteydi...
tevekkeli değil, entelecent-ziyalar "entellektüel"in de bir "l"sini yemişlerdi.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment